υу∂υмυz αу

  AY

Dünya’mızın kendisinden yaklaşık 376.000 kilometre uzakta bulunan tek bir uydusu vardır. Latince adı Luna olan uydumuzun dilimizdeki adı Ay’dır, Kamer’dir, Hilâl’dir...
Tek uydumuz olan Ay; sadık ve sorumlu bir asker gibi, dünyamızı yaklaşık 5 milyar yıldır beklemek üzere görevlendirilmiştir. Onun etrafında durmaksızın ve ayrılmaksızın pervane gibi dönmekte, görevini yapmaktadır.
Ay, Dünya’mızın etrafında dönen taş bir top gibidir. Güzel ama çoook güzel yaz akşamlarında veya diğer mevsimlerimizin bulutsuz gecelerinde, gökyüzünde avize gibi parıldar. Ancak bu ışık, Ay’ın kendi ışığı değildir. O, yalnızca Güneş’ten gelen ışıkları bir ayna gibi yansıtır. Böylece, gökyüzü tavanına asılı kocaman bir lamba gibi görünür.
Bir uydu olarak Ay; gezegeni Dünya’ya göre hayret edilecek derecede büyüktür. Ay, Dünya’nın dörtte biri kadardır. Dünya’nın ve Ay’ın arasında inanılmaz bir çekim gücü vardır. Sürekli birbirlerini etkilerler ve birbirini çekerler. Ama Dünya’nın yerçekimi Ay’ın yerçekiminden altı kat daha fazladır. Yani Dünya’da 60 kilogram olan bir kişi, Ay’da sadece 10 kilogram kadar gelir.
Ay’ın yerçekimi de Dünya’yı etkilemektedir. Bu çekim, okyanuslarda ve denizlerde “med-cezir yani gel-git” denilen bir olaya sebep olur. Böylece, su seviyesi kıyılarda alçalıp, yükselir. Eğer Ay’ın çekim kuvveti daha şiddetli olsaydı, gel-gitler su seviyesinin çok fazla alçalıp yükselmesine sebep olurdu. Böyle bir durum karşısında, denize yakın bölgeleri sürekli su basardı. Ama her şey öyle dengeli yaratılmıştır ki bütün bu gel-gitler sadece okyanus kıyılarında etkili olabilmektedir.

Ay’ın kendi ekseni etrafındaki dönme ve Dünya çevresindeki dolanma süreleri birbirine eşittir. İşte bu eş zamanlı dönme sebebiyle biz Ay’ın yalnızca bir yüzünü görürüz. Ay’ın arka yüzünü ise sadece uzaya gönderilen araçlar ve astronotlar görmüştür.
Öte yandan, gece gökyüzüne baktığımızda, Ay’ı bazen yuvarlak bazen yarım daire şeklinde görürüz. Bunun sebebi, Dünya çevresinde döndükçe Ay’ın aydınlık olan yüzünün farklı biçimler almasıdır.

Ay’ın yüzeyinde pek çok krater var. Bu kraterlerin gökcisimlerinin çarpması sonucunda oluştuğunu biliyoruz. Öyle ki Ay’daki bazı kraterler, Güneş sistemindeki en büyük kraterlerdir. Basit bir dürbünle hatta çıplak gözle Ay’ın dolunay şeklini aldığı bir güzel yaz akşamı, bu kraterlerden bazılarını rahatlıkla görebiliriz.

Önce Ruslar, ardından da Amerikalıların insanlı uzay uçuşları 1972 yılında sona erdi. Ama astronotlar daha büyük teleskoplar kurmak ve gelecek ekipler için bir Ay Üssü inşa etmek üzere, yeniden Ay’a gidecekler. Hatta 2006 yılında turizm amaçlı milyon dolarlık ay gezileri daha da artacak. Diğer gezegenlere yapılacak yolculuklar için Ay bir sıçrama tahtası, bir atlama taşı olarak kullanılacak. Bakalım bu uzay macerasında sizlerin katkısı ve yeri ne olacak?

єχтяα
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol